atman, her ne kadar çizgi romanları ve filmleriyle ön plana çıkan bir süper kahraman olsa da video oyun camiasını takip edenlerin de aşina olduğunu bir karakterdir. Nitekim 2009 yılında Rocksteady’nin geliştirdiği ve Warner Bros’un yayınladığı Batman Arkham Asylum, gerek görselleri gerek kurguyu sunuş biçimiyle adından söz ettiren bir yapım olmayı başardı. Bu yılın sonuna doğru piyasaya çıkacak Batman Arkham City ile de macera kaldığı yerden devam ediyor. E3 sayesinde yeni bilgilere ulaşma fırsatı elde ettik ancak bunları anlatmadan önce kısaca Batman evreninden ve kuramsal arkaplanından bahsetmek istiyorum.
Batman’in özü aslında 1940′lı yıllara, II. Dünya Savaşı’nın olduğu yıllara dayanır. O tarihlerde Marvel ve DC Comics gibi şirketlerin yarattığı süper kahramanlar Amerikan propagandası amaçlı kullanılırdı. Bu kahramanların yer aldığı çizgi romanlar sokaklarda 1-2$ gibi çok düşük ücretlerden satılıyordu. Kahramanlarımızın azılı düşmanları ise elbette ki Nazilerdi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra da süper kahramanlar kapitalist dünyada önemli olmaya devam etti. Nitekim dünya o dönemde iki süpergüce sahipti: Amerika ve Sovyet Rusya. İkisi arasında Soğuk Savaş vardı ve bu savaşta süpergüçler silahlarını değil; ideolojik aygıtlarını, kültürel politikaları ve teknolojilerini kullandı. Batman, Spiderman, Kaptan Amerika ve daha niceleri bu konuda üstlerine düşen rolü oynadı. Kendileri kültürel emperyalizmin ikonlarıydı.
Kara Şövalyenin Yükselişi
Gün geldi, devran döndü ve bugün Batman yine oldukça popüler. Bunu biraz Christopher Nolan’ın kült filmlerine borçluyuz. Batman’in yeni oyunları da hayranlarını hayal kırıklığına uğratmadı ve yeni sözlerle oyuncuların karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Arkham Asylum’un sonunda Batman yine Joker’i alt etmeyi başarmıştı ve tekrar hapse göndermişti. Bu başarıyı üstlenen başka bir isim ise hapishane müdürü Quincy Sharp’tı. Zaten bu başarıdan sonra kendisi terfi etti ve Gotham’ın belediye başkanı oldu. Daha sonra hiçbir şekilde suçluları kontrol edemeyeceğini fark edince Quincy, bütün yetkilerini kullanarak “Arkham City” şehrini yaratmaya karar verdi ve artık tüm suçlular burada Tyger adında özel paralı askerlerin gözetimi altında olacak. Buradaki suçlular, kaçmaya çalışmadığı sürece şehirde istediği gibi dolanabilecek. Ancak Batman, bu durumdan hiç de hoşnut değil, ipin bu büyük şehirde elden kaçabileceğini düşünüyor.
Hapishane, toplumsal kurallara karşı gelen kişilerin dört duvar arasına kapatılarak toplumdan soyutlandığı yerlerdir ve Michel Foucault, “Hapishanenin Doğuşu” adlı eserinde “Panaptikon” adlı bir hapishane modelinden söz eder. Bu hapishane modeline göre hapis altında tutulan suçlu, kendisini gözeten kişiyi göremez çünkü gözeten kişi karanlıkta; gözetilen ise aydınlıkta, ışık altındadır. Foucault’ya göre hapishaneleri inceleyerek toplumların nasıl yönetilmek ve biçimlendirilmek istendiğini anlayabiliriz çünkü iktidarın gücü hapishanelerin her metre karesine nüfuz etmiştir. Yine Foucault, “büyük kapatılma” teorisinde modern iktidarın bireyselleştirme özelliğine vurgu yapar. Modern toplumda çocuk okulda, deli tımarhanede, asker orduda, suçlu hapishanede her zaman iktidarın kontrolü altındadır. Bugün çağımızda her bireyin hareketi sokakta MOBESE tarzı kameralarla, internette dijital verilerle denetim altındadır.
Arkham City’ye de suçlular bu teoriyle oraya yerleştirildi. Fakat Arkham City’yi daha ayrıcalıklı kılan, bu şehri gözeten kişi, kulenin başındaki şahıs: Hugo Strange. Bizi kimin, nasıl, ne amaçla denetlediğini bilmiyoruz fakat Arkham City’yi gözetleyen kişinin Hugo Strange olduğunu bilince işler daha farklı bir boyut kazanıyor. Hugo, bilimsel olarak teknik donanıma ve bilgiye sahip biri ve psikoloji alanında bir uzman. Arkham City’de yaptığı çalışmaların bilinmesini kesinlikle istemiyor, bunun için gerçeği ortaya çıkarabilecek bütün tehditleri ortadan kaldırmaya hazır, hatta bu yüzden Jack Ryder adındaki bir gazeteciyi kaçırıyor. Catwoman, onun Joker ile çalıştığını düşünüyor. Yayınlanan videoların birinde de Hugo Strange’in Batman’in gerçek kimliğini bildiğini öğreniyoruz. Hatta kendisi Bruce Wayne’i sorguya çekiyor ve önemli bir soru soruyor: Peki ya sen, Batman, ya senin varlığın aslında düşmanları ve sistemdeki bozuklukları yaratıyorsa?
Batman: Arkham City’deki diğer rakiplerimiz Joker, Joker’in hemşiresi Harley Quinn, Two-face, Riddler, Penguen, Victor Zsasz gibi kişiler olacak. Joker, ilk oyunda yaşadıklarından dolayı hasta ve bakıcısı Harley Quinn, onun iyileşmesi için elinden geleni yapıyor. Elbette ki sağlık meseleleri onların proje yapmalarına engel değil, hala kendi ideallerini gerçekleştirebilmek için son nefeslerine kadar her şeyi yapmaya hazırlar. Çok çılgın tipler, seviyorum kerataları da ama bazen ergen triplerinden kurtulamamışlar gibi geliyor. Gerçi biraz öyle çünkü ne Joker, ne de Harley’nin üst-benlikleri yok. Hani biz mesela dersteyken çok sıkılırız ve her şeyi yakıp yıkmak isteriz ya, bizi o sırada engelleyen şey savunma mekanizmalarımızdır. Bütün sosyal normlar, çevre baskıları, ilişkilerin zedelenmesi, aile, öğretmen, disiplin gibi korkular bizim böyle bir davranış sergilememizi engeller. Sorun şu ki Joker ve Harley’nin savunma mekanizması yok, bu yüzden içlerinden ne gelirse onu yapıyorlar, bizim yapmak istediğimiz ama yapamadığımız şeyleri gerçekleştiriyorlar. Bu yüzden para onlar için değersiz, bu sayede daha “özgür” bir yaşam sürebiliyorlar. Diğer önemli bir rakip ise Arkham City’de saygı kazanmak isteyen Two-face. Çevresinde otorite kurabilmek ve kendi adaletini sağlayabilmek için planları var, catwoman’ı idam etmek gibi. Victor Zsasz ise zengin bir aileden gelen fakat bir kumarda tüm parasını kaybeden, hayatın anlamı olmadığını fark eden, bu yüzden amacı diğer insanları bu saçma ve fani dünyadan kurtarmak olan (öldürerek) farklı bir katil. Batman olarak Victor’un kurbanlarını o öldürmeden kurtarmaya çalışacağız. Başka önemli bir düşmanımız ise Riddler. Şehirde onun bulmacaları hakkında ipuçları bilen kişilerden bilgi almaya çalışacağız, bu da oyundaki yan görevlerden biri olacak.
Panter gibi zıplar, kedi gibi tırmalarım
E3′te öğrendiğimiz önemli gelişme ise Catwoman’ın oyunda oynanabilir bir karakter olarak karşımıza çıkması. Kendisi Batman’e göre daha esnek, daha çevik, daha estetik ve daha çekici. Hareketleri de açıkçası daha akrobatik, bu sayede hareketler bazında Batman’den geri kalır yanı yok, bayaa bayaa adam pataklayabiliyor Catwoman. Yeri geldiğinde kedi gibi tırmalamasını da biliyor, gerekirse belindeki ipi kullanarak düşmanları şaşırtabiliyor veya zarar verebiliyor. Catwoman ile Batman görevlerde aynı anda hareket etmeyecek, ikisi de birbirinden bağımsız bir şekilde farklı görevleri üstlenecek. Ancak yeri geldiğinde birbirlerine yardım edecekler. Yoksa Catwoman’ın tek başına idam edileceği ipten kurtulması biraz zor.
Batman’e gelecek olursak, ilk oyununda yer alan bütün teknik donanıma sahibiz. Hatta bazı ekstra silahlarımız bile var, mesela artık gaz bombası kullanarak düşmanlarımızı şaşırtabiliyoruz veya sinyal alıcımız sayesinde istediğimiz düşmanları takip edebiliyoruz. Bunun haricinde geliştiriciler ilk oyundaki Dedektif Modu’nun çok sık kullanıldığını fark etmiş ve bu yüzden ikinci oyunda bu özelliği standart hale getirmişler. Bu teknolojinin ismini de “Arttırılmış Gerçekçilik Modu” olarak değiştirilmiş. Bu mod sayesinde bulmacalar daha kolay çözülebiliyor ve düşmanlar daha kolay ayırt edilebiliyor.
Arkham City, görsel olarak çok kasvetli bir havaya sahip, nitekim geliştiriciler bunun bilinçli olarak yapıldığını her söyleyişi de vurguluyorlar. Gerçekten oksijeniyle ve karbonuyla kimyanızı etkileyecek bir atmosfere sahip Arkham City. Şehir devasa boyutlara sahip ve özgürce dolaşabilmeniz de mümkün olacak. Görevlerin işlenişi aynı inFamous veya Assassin’s Creed oyunlarındaki gibi olacak. Haritadaki ana görevlere dolaşarak gitmeniz gerekecek. Görevlerin işleniş sırasının bir önemi olmadığı gibi ana görevlerin haricinde yan görevlerle kurgu hakkında daha fazla bilgi edinebilmeniz mümkün.
Batman: Arkham City, 21 Ekim 2011′de piyasada olacak ve PC, Playstation 3 ve Xbox 360 platformları için çıkacak. Yapımcılar Batman’in en karanlık köşelerine tanık olacağımızı söylüyor. Arkham City ile yeni bir deneyim yaşayacağımız kesin gibi. Çılgınca bekliyoruz.