Kemal Akay

Mortal Kombat İncelemesi

Game Analysis

1 Yorum


Share this post

Gelecek, bizim en büyük kaygımız. Bilinmeyenlerle dolu ve gizemli. Kimi zaman heyecan verici, kimi zaman korkutucu. Bizi çevreleyen görsel duvarların üzerinde gelecek; sisli, karanlık ve yıkımın olduğu bir yer olarak tasvir ediliyor. Bu yüzden insanlar bilmek istemiyorlar, öğrenmekten korkuyorlar. Doğrularını yitirmekten çekiniyorlar.

Tabii eğer bir tanrıysanız durum biraz farklı. Gelecekte olan bir felaketi yaşayıp geçmişteki kendinize mesaj yollayabilirsiniz. Böylece şimdiki zamanda yaşayan varlığınızla geleceği yeniden şekillendirebilirsiniz. Nitekim şimşek tanrısı Raiden ile yaptığımız şey de tam olarak bu. Eğer son Mortal Kombat oyunu Armageddon’u oynadıysanız, muhtemelen bilirsiniz: Evren için büyük bir tehdit olan Shao Khan her yeri ele geçirmek üzeredir ve imparatorun, koruyucu Raiden’ı öldürmesine çok az kalmıştır. Bu, bir yerde kıyametin başlangıcıdır. Bunun üzerine Raiden, geçmişteki Raiden’a mesaj yollar. Artık olacaklardan haberdar olan aydınlanmış savaşçımız, daha bilinçli hareket eder. Bu da paralel evrende yeni bir Mortal Kombat hikayesi yaratır. Peki nedir Mortal Kombat’ın hikayesi?

Öncelikle bu yapım, ilk üç oyunun alternatif hikayesini içeriyor. Dolayısıyla Mortal Kombat (MK) evrenine yeni giriş yapacak oyuncular yabancılık çekmeyecektir. Aslında dövüş oyunlarında kurgu ya çok basit, klişedir ya da hiç yoktur. İnsanlar dövüş oyunlarını yalnızca birbirlerini pataklayarak eğlenmek için oynar. Bu yüzden kitlesi bellidir. Ancak Mortal Kombat’ın bu oyununda durum biraz daha farklı, tek oyunculu modunda hikaye de önemli bir rol üstleniyor. MK evreninde toplam 6 adet “Realm”, boyut bulunuyor. Earthrealm; Johnny Cage, Sonya Blade, Liu Kang, Scorpion ve Sub-Zero’nun yaşadığı ve şimşek tanrısı Raiden’ın koruyuculuğunu yaptığı yer. Netherrealm; şeytanların ve gölge savaşçılarının hüküm sürdüğü topraklar. Outworld, imparator Shao Khan’ın iktidarlığını yaptığı ve mülkünün kendisine ait olduğunu belirttiği evren. Seido; yapının, düzenin ve disiplinin mutlak olduğu mekan. Kaos, yaşayanlarının asla kural tanımadığı boyut ve güzelliği, sanatsal çevreleriyle tanınan Edenia. Bu düzeni oluşturan Yüce Tanrılar başka bir Realm’ın fethedilebilmesi için şöyle bir kural buyurmuştur: O Realm’ın en iyi savaşçılarını Mortal Kombat turnuvasıyla yenmek. Oyundaki hikaye ara-sinematiklerle desteklenmekte fakat bu ara sinematikler havada kalmadığı için oynadığınız karakterlerle ve yaşadıkları dünyayla empati kurabiliyorsunuz. Bu da benim gibi sadece oynanışa önem vermeyenler için güzel bir gelişme. Tabii hikaye kısmı oyunun yalnızca üçte birlik kısmını oluşturuyor. Bu da sadece dövüş yapmak isteyenler için önemli bir kriter.

Ölümcül dövüşte şiddet kaçınılmaz mı?

Oyunun tek kişilik bölümü haricinde birçok modu var. Ancak her şeyden önce uğramanız gereken yer Training Mode. Buradaki basit hareketleri öğrendikten sonra ister oyunun çevrimiçi moduna, ister hikaye moduna başlayabilirsiniz. Farklı bir mod olarak Krypt modu var, bu bölümde yürüyerek ve yeri geldiğinde mezarları kazarak bazı gizli şeyleri (Fatality gibi – Fatality, dövüş sonunda rakibinizi bitirme hareketine verilen isimdir) keşfedebiliyorsunuz. Bu modun özellikle sunuluş biçimi yenilikçi olmuş. Bunun haricinde klasik Test Your Might, Test Your Sight ve yeni Test Your Strike ve Test Your Luck mini-oyunları var. Bu oyunlarda ya tuğla kırıyorsunuz, ya karıştırılan bardaklardan topun konulduğu yeri bulmaya çalışıyorsunuz ya da karşınıza ilginç bir şekilde çıkan (kafasız mesela) rastgele bir düşmanla dövüşüyorsunuz. Bir de toplamda 300 tane dövüşün yer aldığı Challenge Tower modu var ki oyunun sadece bu bölümünün bile bir 10 saatinizi alacağını belirtmeliyim.

Mortal Kombat’ı daha önce oynamamış olsanız bile kült olmuş karakterlerine muhakkak bir yerlerde rastlamışsınızdır. Nitekim oyunun bu versiyonunda eski serilerdeki bütün önemli karakterler derlenmiş. Oyunun kapağından da göreceğiniz üzere Sub-zero ve Scorpion yine var ve aralarındaki amansız rekabete yine tanık olacaksınız. Onların haricinde Raiden, Mileena, Shang Tsung, Quan Chi gibi isimler de dahil olmak üzere oynanabilir 28 kişi var. Eskiler arasında benim favorim ise Noob Saibot. Kendisi aslında ilk oyundaki Sub-zero ve şimdikinin abisi. Noob Saibot, Scorpion tarafından öldürüldükten sonra Netherrealm’da yeniden doğuyor (reenkarnasyon) ve içerisinde alev gibi büyüyen bir hırs aracılığıyla önüne çıkan her şeyi yok etmek istiyor. Karakteri, tasarımına da hoş bir şekilde yansımış. Fatality’leri de oldukça hoş. MK’nın bu sürümünde dövüşler, ilk oyunlarda olduğu gibi iki boyutlu düzlemler üzerinde geçiyor. Bu da oyuna nostaljik bir hava verirken dövüşlerin de daha etkili geçmesini sağlamış.

Kratos ile Dövüos, Yıkıos ve Adios Amigos

Ancak elbette ki oyunun en çarpıcı ismi God of War’dan tanıdığımız Kratos. Savaş tanrısı daha önce Heavenly Sword oyununda da yer almıştı ve dövüş temalı oyunlara oldukça uyumlu olduğunu itiraf etmeliyim. Gerçekten de Kratos, oyun dünyasının istenilen ismi oldu artık. Mekan olarak da God of War III’ten Chamber of Flame eklenmiş. Burası Kratos’un Zeus ile dövüştüğü mekandı. 1980 sonrası sinemanın özelliklerinden biri sinema tarihinde yer almış önemli yapımlara gönderme yapmaktı (Almodovar bir filminde Hitchcock’ın filmlerindeki deniz fenerine gönderme yapar). Sanırım 2005 sonrası video oyunları için de bu özelliğin geçerli olduğunu söyleyebiliriz.

Oyunda toplam 25 mekan var ve hepsi de birbirinden çarpıcı. Önceki oyunlardaki gibi statik değil de dinamik, yaşayan, nefes alan, canlı mekanların olması oyundaki atmosferi zenginleştiren bir unsur. Örneğin bir bölümde arkaplanda yer alan ejderha oyuna odaklanmamı engelledi (olumlu olarak söylüyorum, mekandaki detaylar hoşuma gitti). Oyundaki fatality’ler de oldukça çeşitli ve oynadığınız mekan da zaten bu konuda bir görev üstleniyor. Mesela bir bölümdeki fatality’de düşmanımızı mekanda bulunan ağaca yediriyoruz, bir bölümde gelen metroya rakibimizin kafasını sürtüyoruz (O an spiderman’in üçüncü filmde kum adama yaptığı şey aklıma geldi), başka bir bölümde düşmanı gelen taksinin önüne atıyoruz ve ezilmesini seyrediyoruz. Her bir karakterin kendine has komboları, özel saldırı şekilleri ve fatality’leri var. Sürpriz bir şekilde “babalities fatality” de yer alıyor. Oldukça sarkastik olan bu dövüşü bitirme şekli, rakibinizi bir bebeğe çeviriyor. Kratos’u sakallı bir bebek olarak görmek veya Raiden’ı ağlarken izlemek oldukça eğlenceliydi. Bir de oyuna yeni bir özellik eklenmiş: X-Ray modu. Bu modda düşmanımızın kemiklerini kırarken gerçekten kemiklerini görüyoruz!! İtiraf etmeliyim ki bu özellik gerçekten de sadistçe olmuş.

MK, çoklu oyuncu modunda da büyük yenilikler yapmış. Arkadaşınızla iki joystick aracılığıyla karşılıklı maçlar yapabileceğiniz gibi King of the Hill olarak adlandırılan çevrimiçi bölümde tiyatro sahnesi gibi bir mekana küçük bir avatar olarak giriş yapıyorsunuz. Öncelikle sahnede oynanan maçları izliyorsunuz ve oyuncuların dövüşü sergileyiş biçimlerine göre saygı puanı veriyorsunuz. Tabii ki oyun bittikten sonra sıra size gelmişse kazananla dövüşmek için sahneye çıkıyorsunuz ve sahnede kalmaya çalışıyorsunuz. Başka oyunlarda olduğu gibi NetherRealm sadece yazı tabanlı bir bekleme modülü geliştirebilirdi fakat detaylı bir bekleme odası hazırlamışlar. İnteraktif özellikler sayesinde beklerken hem rakibinizin taktiklerini inceliyorsunuz hem de sıkılmıyorsunuz. Bu konuda diğer geliştiriciler de kendi oyunları için pay çıkartabilir.

Finish him, Finish film

Oyunda eleştirebileceğimiz yer, sanırım zaman zaman çuvallayan yapay zeka. Zor seviyelerde bile rakibiniz damağınızda istenilen tadı bırakmıyor. Bölüm sonu düşmanları da tatmin etmiyor. Neredeyse standart rakiplerden hiçbir fakrı yok. Ancak oyunun bütünü ele alındığında bu kusurlar okyanustaki çakıl taşları olarak kalıyor. Oynanış, farklı oyun modları ve oyunun uzunluğu ele alındığı zaman bu kusurları görmezden de gelebilirsiniz.

Mortal Kombat, şiddet içeren sahneleriyle ünlü olan bir yapım. Öyle ki ESRB kurumu, MK’ya yaş sınırı getirebilmek için kurulmuş. Zaten şiddet içeren dövüş oyunları mağlum nedenlerden dolayı medya başta olmak üzere birçok kesim tarafından eleştirilmekte. Birçok kişi bu tarz yapımların insanların psikolojisini bozduğunu iddaa etmekte. Ancak ben olaya farklı bir perspektiften bakıyorum. Eğer ki psikolojik terimlerle ifade edecek olursak, freudyen teoriye göre şiddet insanın alt-benliğinde (id), özünde bulunur. Dolayısıyla şiddet insanlar için kaçınılmazdır, sadece bastırılabilir. Bence MK gibi yapımlar sayesinde insanlar içindeki şiddeti sanal ortama yansıtabilir ve kanalize edebilir. MK, dengeli ve gözetim altında oynandığında (toplumumuzda kadına şiddetin arttığını göz önünde bulunduracak olursak) çözüm amaçlı bile kullanılabilir. Tabii bu benim kişisel fikrim. Annenize veya etrafınızdakilere karşı argüman olarak kullanabilirsiniz ama oyunu eğlence amaçlı oynadığınızı hiçbir zaman unutmayın!

Toparlayacak olursak, Mortal Kombat getirdiği yenilikler sayesinde türündeki diğer yapımlardan daha gelişmiş bir oyun olmuş. Kendini tekrar etmeyen oyun mekanikleri ve uzunluğu sayesinde kesinlikle hayranlarını tatmin edecek bir yapım. Eğer seriye yeni başlayacaksanız ve şiddete çok olumsuz bakmıyorsanız, kafa dağıtmak amaçlı da bu oyunu oynayabilirsiniz.

this post için 1 cevap
  1. Posted on 29 Aralık 2012 by izzet can karakus

    Dostum eline sağlık güzel bir incelme olmuş, ben Mk genel anlamda çok fazla ilginçliği bulunmayan (tema bakımından) bir yapım bence, genel anlamda beğenmem ancak gameplay videolarına bakarken arkaplan ayrıntıları (çok ayrıntı denemesede) hoşuma gidiyor.

Add your comment